top of page

UYKUSUZLUK: MODERN ÇAĞIMIZIN SORUNU OLDU


Uykusuzluk yalnızca geceleri değil, tüm günü etkileyen bir sorun. Verimsiz uyku yorgunluk, unutkanlık ve düşük motivasyona sebebiyet verirken, uzun vadede ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor. Peki, kesintisiz bir uyku için neler yapılmalı?

Gecenin sessizliğinde tavana boş boş bakanlar, yastığı çevirip duranlar, dalmak için koyun saymaya başlayanlar… Uykusuzluk günümüz insanının en büyük sorunlarından biri haline geldi. Sabah alarm çaldığında yorgun bir biçimde uyanan, gün boyu kahveyle ayakta kalmaya çalışan milyonlarca kişi, “Neden uyuyamıyorum?” sorusuna yanıt aramaktadır.

Peki, neden uyuyamıyoruz? Sebep stres mi, teknoloji mi, düzensiz yaşam mı? Yoksa farkında olmadan yaptığımız yanlışlar mı uykumuzu bizden çalıyor? Tüm merak edilen sorulara cevap almak için Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadriye Ağan’la görüştük.

“Insomnia demek için bu şikayetlerin haftada en az 3 gün görülmesi ve en az 3 ay süreyle sürmesi gerekiyor. Bakıldığında bunların yüzde 10’u tedavi gerektiriyor. Kadınlarda ve ileri yaşlarda sık görülüyor.” Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadriye Ağan.

GÜNLÜK UYKU SÜRESİ TAKRİBİ OLARAK 8 SAAT ÖNERİLMEKTEUyku beynin önemli bir işlevidir. Hem beynin hem de vücuttaki diğer organların yeterli ve sağlıklı anlamda çalışabilmesi için düzgün bir uyku gerektiğini ifadesinde yer veren Prof. Dr. Ağan, “Düzgün bir uyku günde en azından 7-8 saat olmalı. Son yüzyılda insanoğlunun uyku süresi 9 saatten 6,8 saate kadar inmiş. Günlük ortalama 7 saat uyumayan bir insan esasında uykunun fiziksel ve fizyolojik etkinliklerinden yeteri şekilde yararlanamıyor” diyor.

Bir uyku sorununun gerçekten “uykusuzluk” olarak görülebilmesi için hangi koşulları taşıması gerekiyor? Bu kritik soruya, “Uykusuzluk demek için ya uyku süresi kısa olacak ya dalmada problem yaşayacak ya da uykuya dalınsa bile sürdürememesi gerekiyor” diye açıklıyor Prof. Dr. Ağan.

Amerikan Uyku Akademisi’ne göre, uykuya dalmakta veya uykuyu sürdürmekte yaşanılan zorluklar ile beklenenden daha kısa uyku süresi “insomnia” olarak tanımlanmakta. Dünyada insomnia (uykusuzluk) görülme sıklığının yüzde 30 olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ağan “Insomnia demek için bu şikayetlerin haftada en az 3 gün görülmesi ve en az 3 ay süreyle sürmesi gerekiyor. Bakıldığında bunların yüzde 10’u tedavi gerektiriyor. Kadınlarda ve ileri yaşlarda sık görülüyor” şeklinde bahsediyor.

UYKUSUZLUĞUN KAYNAKLANMASINA NEDEN OLAN FAKTÖRLER NELERDİR?Peki uykusuzluğa neler neden oluyor? “Bunun birden çok faktörü” var diyerekten ifadesine başlayan Prof. Dr. Ağan şöyle devam ediyor:“Mesela eşlik eden hastalıklar… Bir kanseriniz, endokrin bozukluğunuz, gastrointestinal, kardiyak problemleriniz, özellikle psikiyatrik sorunlarınız varsa uykusuzluğa sebep olabiliyor. Bunların araştırılması gerekiyor.”

“Uyku odanızı sadece uyku için kullanmak lazım. Bu odada bilgisayar, televizyon olamayacak, yatakta yemek yemeyeceksiniz, televizyon seyretmeyeceksiniz ve belli saatlerde o odayı uyku amaçlı kullanacaksınız.”

Uykusuzluğa yol açan bazı hastalıklar bunlarla sınırlı değil sadece. Nörolojik hastalıklar da uykusuzluğa neden olabiliyor.

Prof. Dr. Ağan, “Demans ve parkinson hastalarında hem kullanılan ilaçlar hem de bazen hastalığın gidişatı boyunca uykusuzluk görülebiliyor. Yine nörolojik hastalarda da uykusuzluk görülebiliyor” diyerek epilepsi hastalığına da vurguda bulunuyor:

“Aslında epilepsi de uykuyla baş başa yürüyen bir hastalık. Uykusuzluk, nöbeti tetikleyebildiği gibi, hasta nöbet nedeniyle uykusuz kalabiliyor. Yine vardiya usulü çalışanlarda da çok sık uykusuzluk şikayeti görülebiliyor.”

UYKU HİJYENİNE ÖZEN VERİLİRSE, KALİTELİ UYKUYA DÖNÜŞÜRUykusuzluk sorunu ciddiye alınması gereken büyük bir problem. Çünkü bireyin günlük yaşamını her şekilde etkileyebilir. Bu noktada Prof. Dr. Ağan şunları söylüyor:

“Yeterli uyumadığınızda ertesi gün yorgun oluyorsunuz. Böylece hem iş hem de sosyal yaşamınızda etkin bir gün geçiremiyorsunuz. Mental aktiviteleriniz yavaşlıyor. Hayattan zevk alamıyorsunuz. Depresif bulgular daha ön plana çıkabiliyor. Yine bu hastalarda uykusuzlukla beraber çeşitli bazı hastalıklar da daha ön plana çıkmış olabiliyor.”

Peki uykusuzlukla nasıl başa çıkacağız? “Bunun mucize bir ilacı yok” diyor Prof. Dr. Ağan. Uyku hijyenine dikkat veriyor:

“Uyku odanızı sadece uyku için kullanmak lazım. Bu odada bilgisayar, televizyon olmayacak, yatakta yemek yemeyeceksiniz, televizyon seyretmeyeceksiniz ve belli saatlerde o odayı uyku amaçlı kullanacaksınız. Burası yazın sıcak kışın çok soğuk olmamalı. Yeterli ve etkili bir uyku için karanlık ve gün ışığından korunmuş ve sessiz bir oda olması gerekiyor. Yine uyku hijyeni açısından düşünecek olursak yatmaya yakın ağır bir yemek yenmemeli.”

GÜN İÇERİSİNDEKİ ŞEKERLEME 20 DAKİKAYLA SINIRLANDIRILMALIUykusuzluk problemi yaşayanların, tüm bu olanların yanı sıra başka birtakım alışkanlıkları da gözden geçirmesi gerekmekte. Prof. Dr. Ağan uyku sorunu yaşayanlara önerilerini şöyle sıralıyor:

“Öğleden sonra kahve, çay ya da meşrubat gibi kafeinli içecekler tüketilmemeli. Bunların hepsi uykuyu kaçırabiliyor. Yine uyku hijyeni açısından belli bir ritüel oluşturulabilir. Mesela gece yatmadan ılık bir duş alınabilir, gevşeten bir müzik dinlenebilir veya rahatlatıcı bir kitap okunabilir. Ayrıca uykusuzluk şikayeti olan kişilerin ‘gece uykusuz kaldım, gündüz uyuyayım’ dememesi gerekir. Eğer gündüz şekerleme yapılacaksa bu, 20 dakikayı geçmemeli.”

Tüm bu önerilere rağmen hala uykusuzluk yaşayanların bir doktora danışması gerekiyor. Böylece hastalara, uyku problemi açısından medikal tedavi verilerek çözüme kavuşturulabilir. Tedavi süreci uykusuzluğun asıl nedenine bağlı olarak şekillenir.

KAYNAK: TRT Haber

01.04.2025

YAZAR: ZEYNEP ERDOĞAN





Comments


Subscribe to Our Newsletter

  • White Facebook Icon

© 2025 GÜNCEL MEDYA HABER TÜM HAKLARI SAKLIDIR

bottom of page