Zayıflık değil zihinsel çöküntü: Anoreksiya
- ZEYNEP ERDOĞAN
- 21 Haz
- 2 dakikada okunur
Sosyal medya fenomeni Nihal Candan'ın anoreksiya nervoza sebebiyle hayatını kaybetmesi, hastalığı yeniden gündeme taşıdı. Dış görünüş ve psikolojik travmaların tetiklediği bu rahatsızlığın bir tek fiziksel değil, davranışsal ve travmaya dayalı bir süreç olduğunu belirten Klinik Psikolog Gözde Göktaş, “Anoreksiya nervoza bir yeme bozukluğudur. Sadece davranışsal bir süreç değildir. Travma temelli, erken çocukluk dönemi ve ailesel aktarımlarla da ilişkilendirilebilir” söyledi.
Medipol Bahçelievler Hastanesi'nden Klinik Psikolog Gözde Göktaş, “Yeme bozukluklarının sadece fiziksel değil, aynı zamanda derin bir ruhsal çöküşün yansıması. Ailelerin ve yakın çevrenin bu süreçte suçlayıcı değil, tamamen destekleyici bir tutum sergilemeleri gerekiyor” diye konuştu.
‘TRAVMALAR VE ESTETİK BASKI: ANOREKSİYA’YI TETİKLİYOR’
Anoreksiya nervoza genellikle sadece bir diyet takıntısı ya da kilo verme isteği şeklinde algılandığından ancak bu durumun ardında çok daha derin psikolojik nedenlerin olduğunu ifade eden Klinik Psikolog Göktaş, “Anoreksiya nervoza bir yeme bozukluğudur. Sadece davranışsak bir süreç değildir. Travma temelli, erken çocukluk dönemi ve ailesel aktarımlarla da ilişkilendirilebilir. Kontrol ihtiyacı, özgüven eksikliği, mükemmeliyetçilik zorlayıcı yaşam olayları ve düşük benlik saygısında bu durumda belirleyici bir faktördür. Travmalar, ailevi yükler, mükemmeliyetçilik, obsesif düşünceler ve sosyal medyanın dayattığı beden algısı bu tabloyu körüklüyor. Kişi kendini aynada hala şişman görebiliyor ve bu da bozulmuş beden algısının en çarpıcı göstergesidir” diye konuştu.
Anoreksiya nervozada kilo kaybı yalnızca fiziksel bir belirti değil, aynı zamanda psikolojik bir gerilemenin belirtisi olduğunu vurgulayan Klinik Psikolog Göktaş, bu durumun özellikle ergenlerde ve genç kadınlarda son yıllarda ise daha sık erkeklerde de görüldüğünü vurguladı. Klinik Psikolog Göktaş, “Son zamanlarda hızlı kilo kayıpları yaşanıyorsa, psikolojik dalgalanmalar gözlemleniyorsa, bu sadece bir diyet meselesi değildir. Kişi kendini ifade etmekte zorlanabilir, sosyal ilişkilerden uzaklaşabilir. Bu noktada hem psikoterapi desteği hem de hekim takibi şarttır.”

‘TEDAVİ YOLU BİR EKİP İŞİYLE İŞLER’
Anoreksiyadan kurtulmanın, kişinin bir tek iradesiyle tek başına üstlenebileceği bir süreç olmadığını ifade eden Klinik Psikolog Göktaş, multidisipliner bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunu belirterek şu uyarı yaptı:
“Psikolojik destek, beslenme danışmanlığı ve gerekiyorsa medikal tedavi bir arada yürütülmelidir. Kişiyle birlikte aile de bu sürece dahil edilmeli; eleştirmek yerine destek olunmalıdır. Anoreksiya hem fiziksel hem duygusal yönleriyle ele alınması gereken bütüncül bir sağlık sorunudur.”
‘İYİYİM SÖZÜ YETERLİ OLMUYOR, SESSİZCE DERİNLEŞEN BİR RAHATSIZLIK’
Özellikle hastalığın erken evrelerinde kişinin yaşadığı durumun çoğu zaman fark edilmediğini dikkat çekerek, aile ve yakın çevrenin gözlemlerinin önemli bir süreç olduğunu dile getiren Göktaş, sözlerini şu şekilde tanımladı:
“Hasta genellikle durumunu reddeder. ‘Kendimi iyi hissediyorum’ diyebilir ama fiziksel belirtiler farklı bir tabloyu gösterir. Bu nedenle yakın çevre, hızlı kilo kaybı, yeme alışkanlıklarında değişiklik ve sosyal izolasyon gibi işaretleri ciddiye almalı ve zamanında profesyonel yardım alınmalıdır.” Ters piramit tekniği kullanılmıştır. https://www.dha.com.tr/saglik-yasam/kilo-kaybi-degil-ruhsal-cokus-anoreksiya-2663346
Comments