top of page

Islık gibi ses ve sürekli öksürmek tehlikeli olabilir!

Nefes darlığı, solunumda zorluk, göğüste sıkışma hissi ve ataklar halinde gelen öksürük, astımın temel belirtilerindendir. Genetik yatkınlığın yanı sıra küf, toz, nem gibi çevresel unsurlar ortaya çıkmasında etkili olabilir. Özellikle polenlerin arttığı bahar ayları, astım hastaları için zorlu geçmektedir.


Bir bahar gününde ağaçların ve bitkilerin yoğun olduğu bir alanda bulunuyorsanız ve ciğerlerinizden hırıltılı sesler çıkmaya başlıyorsa, siz de benim gibi bir astım hastası olabilirsiniz. Polenlerin arttığı bu dönem, astım hastaları için oldukça zorlu geçiyor. Dünya Astım Günü yaklaşırken bunun nasıl bir hastalık olduğunu ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini Acıbadem Altunizade Hastanesi'nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hacer Kuzu Okur ile Liv Hospital'dan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ömer Ayten ile konuştuk.

Prof. Dr. Hacer Kuzu Okur, stımın akciğerlerindeki hava yollarında hassasiyeti olan kişilerde gelişen, bronş duvarlarının şişmesine ve kasılmasına yol açan bir solunum yolu hastalığı olduğunu belirtiyor. Nefes darlığı, ıslık sesine benzeyen hırıltılı solunum, öksürük ve yapışkan balgam en önemli bulguları. Alerjik reaksiyonlar söz konusu olduğu zaman kaşıntı, hapşırık, burun akıntısı ve deride kızarıklık ön plana çıkıyor.


Okur genetik yatkınlığa dikkat çekiyor: “Kişide astım gelişme riskini yüzde 60-80 oranında genetik belirliyor. Kimyasal gazlar, hava kirliliği, küf, toz, nem, yemek buharı, parfüm, hamamböcekleri, sigara dumanı ve polenler gibi faktörler hastalığın ortaya çıkışını kolaylaştırıyor.”


Okur, Polenlerin astım hastalarında bronş tepkilerine yol açtığını belirtiyor ve şu sözleri de ekliyor: “Polenlerdeki protein bazlı yapı astım bulgularına, hatta krizine neden olabilir. Ağaç polenleri yaşadığımız bölgeye göre değişmekle birlikte meşe, huş, çam, karaağaç, kızılağaç, dişbudak ve ardıç en çok alerji yapan ağaç türleridir. Kişi hangi durumda astım atağı yaşadığını en iyi kendisi bilir ve tespit ettikten sonra ondan uzak durması en önemli tedavi yöntemidir. Uzak duramıyorsa astımın ilaç tedavisiyle kontrol altına alınması gerekir. Alerjik astım hastalarında bağışıklık sistemi fazla çalışır ve başkaları için zararsız olabilecek maddelere karşı aşırı reaksiyon gösterir.”


Doç. Dr. Ömer Ayten, 8 haftadan uzun süren öksürüğün önemli nedenlerinden birinin astım olduğunu vurguluyor. Astım, genellikle akut veya kronik bronşit, bronşiolit gibi diğer hava yolu hastalıklarıyla karıştırılabiliyor. Akut bronşit ve bronşiolit daha çok viral enfeksiyonlara bağlı olarak astım benzeri geçici semptomlara neden olurken, astım kronik bir hastalık ve tamamen iyileşmez.


‘Hava kirliliği etkiliyor’


Ayten büyük şehirlerde astım vakaların arttığını gözlemlediklerini ve bunun başlıca nedenlerinin hava kirliliği ve kimyasal maddelere maruz kalmanın çoğalması olduğunu ifade ediyor. Hastaların dikkat etmesi gerekenleri ise şu şekilde özetliyor: “Kimyasallar, güçlü kokular, toz ve yün gibi alerjen maddeler tetikleyici olabilir. Elyaf yorgan, parfümsüz deterjan, HEPA filtreli süpürge kullanmalarını öneririm. Sigaradan uzak durulmalı. Hayvanlardaki tükürük ve deri döküntülerindeki proteinler alerjiye neden olabilir ama her astım hastası hayvan alerjisine sahip değildir. Düzenli ilaç kullanımı, egzersiz, dengeli beslenme önem taşır. Astım eğer kontrol altına alınmazsa kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH) dönüşebilir.”


KAYNAK: Hürriyet


04.05.2025

YAZAR: ZEYNEP ERDOĞAN


ree


Comments


bottom of page