Z Kuşağı tatilde sessizliği dinliyor: şatafat yerine doğallık ve sade lüks revaçta
- ZEYNEP ERDOĞAN
- 24 saat önce
- 3 dakikada okunur
Yeditepe Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü'nden öğretim üyesi Doç. Dr. Demet Genceli gençlerin geleneksel lüks anlayışından uzaklaştığını belirtti, “Z kuşağı, bizden çok farklı tatil alışkanlıklarına sahip. Günümüzde gençlerin lüksten anladıkları kendilerine özel, kişiselleştirilmiş, otantik deneyimler sunan, kendilerini daha rahat hissedebilecekleri ve doğayla, kültürle uyumlu olabilecekleri yerler anlamına geliyor. Turizmde de sessiz lüks yükselişte” söyledi.
Yeditepe Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Demet Genceli, 15-22 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen ‘Turizm Haftası’ kapsamında değerlendirmeleri paylaştı. Genceli, “Yeni nesil Z kuşağı yani 1997-2012 arası doğan uşak bizden daha farklı olarak daha kişiselleştirilmiş, dijitalle entegre, sürdürülebilirliğe önem veren ve deneyim arayan bir yapı içerisinde seyahatlere katılıyor. Bizim kuşak konfor arayışını, lüks ve rahatlığı ön plana çıkarıyor” diye konuştu.
“Sosyal medyanın, Z Kuşağı’nın tatil mekan seçiminde etkisi oldukça fazla”
Z kuşağının tatil rotalarını şekillendiren önemli noktalara değinen Genceli, “Araştırmalar, genç turistlerin yüzde 80’inin herhangi bir yere gitmeden önce mutlaka sosyal medyadan araştırma yaptığını gösteriyor. Sosyal medyada puanı daha yüksek olan yerleri tercih ediyorlar. Hem sosyal medyada hem de dijital kanallarda paylaşımlara ağırlık veriyorlar. Kısacası seyahat tercihlerinde dijital etkileşim, sosyal medya kullanımı, yeni neslin seyahat tercihlerinde çok önemli etkenler” dedi.
“Sürdürülebilirlik odaklı işletmeler gençlerin gözdesi haline geliyor”
Gençlerin tercihleri; doğayla ve çevreyle içinde bulunmak, yerel ekonomiye katkı sağlamak, ziyaret ettikleri yerlerdeki yerel insanlarla bir arada olmak, beraber deneyimler edinmek gibi noktaların gençler için öneme yer verdiğini söyleyen Doç. Dr. Genceli, sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Sürdürülebilirliğe önem veren, dijital konularda daha yaratıcı ve doğal kaynakları kendi faaliyetlerine entegre eden işletmeler gençlerin daha çok ilgisini çekiyor. Bu da daha çok tercih edilmelerine sebep oluyor. Bu kuşağın deneyimden kastı anı biriktirmek: ‘Yamaç paraşütü nerede yapılır, macera turizmi nasıl olur, yerel topluluklarla bir sofrayı paylaşmak nasıl bir deneyim olur, bir çay toplama etkinliği gençlere nasıl bir katkı sağlar’ diye düşünüyorlar. Bir çiftlikte yaşamak, doğa yürüyüşleri yapmak, kamp yapmak gibi etkinliklerin içinde olmak istiyorlar.”
“Gençler sadece gezmiyor; gittikleri yere ekonomik katkıda sağlamak istiyorlar”
Sürdürülebilirliğin sadece çevre olarak sürdürülebilirlik olmadığını belirten Demet Genceli, “Sürdürülebilirliğin doğayı korumanın, çevrede karbon salınımını azaltmanın, doğal kaynaklara zarar vermemenin yanı sıra ekonomik ve kültürel boyutları da var. Gençler sadece çevresel sürdürülebilirliği önemsemiyor ekonomik olarak da katkıda bulunmak istiyorlar. Gittikleri bölgede yerel insanlara da bir katkıda bulunmak istiyorlar. Onların el emeklerini satın almayı, ekonomilerine katkıda bulunmayı ve aynı zamanda kültürel değerlerine de sahip çıkmayı önemsiyorlar” ifadelerini kullandı.
“Gençler tercihlerini yüksek puanlı yerlerden yana kullanıyor”
Turizm yatırımcılarının puanlarının yüksek olması gerektiğini söyleyen Genceli, “Çünkü gençler gerçekten iyi bir araştırma yapıyor ve puanı yüksek olan yerleri daha çok tercih ediyor. Fakat puan yüksekliğinde bu işletmelerin sürdürülebilirlik kapsamında yaptıkları işler de öne çıkıyor. Örneğin işletmede sadece bez poşetler kullanılması, ürünlerin çevredeki çiftçilerden alınması, yemeklerin yerel halkın ürünlerinden yapılması, güneş enerjisi panelleri kullanılması gibi yazılar ve yorumlar gençlerin çok ilgisini çekiyor. Bir işletmeyi seçerken de öncelikle bunları göz önünde bulunduruyorlar” diyerekten konuştu.
“Dünya’ya sessiz lüks kavramı hakimiyet kurmuş”
Genceli, “Artık dünyada öne çıkan moda endüstrisinden başlayan bir kavram var: ‘Sessiz lüks’. Turizm endüstrisinde de bu kavram en pahalı, lüks ve gösterişli yerlerden ziyade daha kişisel hizmetler sunabilecek, otantik yerlere gitmek olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde gençlerin lüksten anladıkları da kendilerine özel, kişiselleştirilmiş, otantik deneyimler sunan, kendilerini daha rahat hissedebilecekleri, doğayla ve kültürle entegre olabilecekleri yerler. Turizmde ‘sessiz lüks’ kavramını gerçekleştirebilen bölgeler Bozcaada, Ayvalık, Kaş gibi yerler. Antalya’da ise lüks kavramını otellerin pahalılığı, büyüklüğü, oda sayıları ve sundukları hizmetlerde görüyoruz. Dolayısıyla şu an gençlerin Antalya’daki 5 yıldızlı tatil otellerinden ziyade Bozcaada’da bir butik otel, Datça’da pansiyon veya Kaş’ta yerel halkla yaşayabilecekleri bir kır evi tarzında yer tercih ettiklerini görüyoruz” dedi.
Turizmde içerisinde sessiz lüksün yükselişte olduğunu aktaran Genceli, “Özellikle gençlerin hiç duymadığımız bilmediğimiz çok güzel hizmetler veren butik yerler, tatil köyleri, kamp alanlarını bulduklarını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Turizmde alakası olmayan yatırımcıların ilgisiz yatırımları artış gösteriyor”
Yatırımcıların etki ve yöneticilik odaklı girişimcilik yapması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Demet Genceli, şöyle devam ettirdi konuşmasını:
“Yalnızca kârı değil sosyal faydayı da düşünmeleri gerekir. Şu anda turizm alanındaki girişimlere baktığımızda, turizmle hiçbir bağlantısı olmayan, çok fazla fikri olmayan bu işten bir gelir sağlamak isteyen kişilerin yatırımlar yaptığını görüyoruz. Ama profesyonel bir turizm yatırım danışmanıyla çalışmanın çok büyük faydaları var. Şu an Şarm El-Şeyh’te özellikle çok yükselen turizm yatırımları var. Yatırım danışmanı profesyonellerle çalışıyorlar. Bu kişilerden aldıkları fikirlerle sektöre gençlere ve talebe uygun çok güzel yerler inşa etmeye ve çalıştırmaya başladılar. Bunun yanı sıra yerel değerlerle entegre ürünler sunması gerekir. Yatırımcıların yerel değeri koruduklarını göstermeleri lazım. Sosyal medyayla iç içe olmaları lazım. Mutlaka etkin ve özgün içerikler sunmaları lazım. Ne kadar sürdürülebilir olduklarına, nelere önem verdiklerine işletmelerinde veya destinasyonlarda hangi açılardan sürdürülebilirliği koruduklarını mutlaka belirtmeleri lazım.”
KAYNAK: T24
18.04.2025
YAZAR: ZEYNEP ERDOĞAN

Comments